annemin tüm ihtarları boşunaydı. yaz tatilinde bir çocuğun, güneşin maç yapmaya elverişli olan seviyeye inmesini beklemesi çok zordu. en azından öğleden sonra 5e kadar beklemem lazımdı ki içimdeki futbol aşkı bu saatlere kadar içimde
daha fazla kalamaz, top elde yollara düşerdim. insanoğlu güneş karşısında ne kadar güçsüzdür, etkisizdir. fakat annem öyle değildi, yavrusunu öğle sıcağının güneşinden korumak için yegane silahı ''tepesi soğuk suya batırılmış şapkayı'' taktığımda güneşi kısa bi süre için yenecek gibi olurduk. kolumun altında topuma ek olarak ıslak şapkamı taktıktan sonra yakın komşulardan başlayarak zilleri çalardım. kimse o hayvani sıcakta çocuğunu aşağı yollamak istemezdi. giriş
katında emre otururdu, kapı açılınca genelde o saatlerde çizgi film izler, karpuz filan yerken görürdüm arkada, kapıyı açan annesi ise yemek saati geliyo gelemez gibi oyunlarla geçiştirirdi beni. neyseki 90lı yıllarda diyafon vardı da kapı kapı emreden başkasına gitmezdim. çaldığım zillerde genelde 'can öğle uykusunda', 'yaz tatili ödevini yapıyor' en çok da 'yeni yemek yedi inemez' lerle karşılaşırdım. tabi bunların hiç biri beni yıldıramazdı o sıralar euro 96 yazıydı ve tv de sürekli futbol izleyip, hemen aktif olarak futbol oynamak zorundaydım, gazdım. en kötü tek başıma top sektirirm layn diye maç yaptığımız yerlerin yolunu tutardım. komşu çocukları takıma çağırma girişimlerinden sonra sahaya ulaştığımda artık şapkam kurumuş işlevini kaybetmiş olurdu. neyseki içimde bir rahatlık vardı, bu sahaların etrafında günün her saati oralarda dolanan ve hep maç yapmaya hazır default elemanlar bulunurdu. topla gelen adama yaklaşırlar: ''az kişiyiz şimdi paslaşalım, adam gelince takım kurar maç yaparız denirdi'' hemen. hepimiz 8-14 yaş aralığındaydık ama adam oluyoduk maç yaparken. adam alın, adam geldi, adamın abanıyo filan . tabi her gün aynı güneşin altında sattler geçirdikden sonra bünye kuvvetleniyo, öğlen 3lerden akşam 8lere kadar çatır çatır maçlar çıkardı. default elemanlarla paslaşma kalabalıkaştıkça, adam geldikçe yerini nizami mahalle maçına bırakır, eve dönmeden de euro96 futbolcu çıkartmalarından herkes kendi eksiğini başkalarıyla kart takas ederek kapamaya çalışırdı..
0 Response to "abanmaca yok"
Yorum Gönder