yavaş yavaş

küçücük bir alanda bir yerlere taşınma çabasında bu sıcaklarda ter dökmek. seyahat kartınızın size dönük olmayan yüzünde biz insan taşıyoruz yazısına rağmen o kapalı tabuta girince insanlık namına birşey bulamamak. aramak fakat bulamamak. sadece kapalı camlar, arkaya gidebilme baskısı, sıcak, ensede biraz ter, daha sonra sağ bacaktan aşağı doğru süzülen göt çıkışlı ter damlasının izleri. tüm bu eksileri kulağında müzik, kafanda oradan soyutlanmana yarayacak bambaşka düşlerle bastırıp merkeze iniş. iner inmez güneşin hem bizi yaratması hemde acı vermesinin çelişkisi, ama bu sefer ağustostayız ve acı vericiliği son derece yüksek. ona şükürlerimi sunmayı geçtim ondan nefret ediyorum. şimdi de metrobüse binmem gerekiyor, gitmem gereken bölgelere pek gitmediğimden neresi nerden sonra gelir bilmiyorum doğduğum şehir olmasına rağmen. çünkü ben herşeyin çok çabuk değişmediği şirin, şirin olmasa bile küçük bir yerde büyümedim. benim doğduğum yerde nehirden akan yeni suların yeni yolları gibi yerleşim yerleri türedi, bir sokaktan diğerine saptılar ilerlediler. bir o kadar da biçimsiz, kirliler. metrobüs kendi kurallarıyla var, bir duraktan sonra diğeri gelir, bu çok standart, ama bir yere gitmek için bir veya birkaç yerden aktarma gereklidir. hiç bir açıklama yok. nerden nereye kadar bi cihaz gider veya hangi durak hangisinin sonrası, treni tanırdım en azından kapıların üstünde durak adları yazılırdı sırayla, metrobüs onun kopyası gibi olsada çocukluğumun treni kadar yardım etmedi. içerdeki insanlar daha çok yardım ettiler, ineceğim garip yeri buldum. tüm bunlardan 2 saat öncesinde fotoğraf çektirmek zorundaydım. resmi yere giderken, resmi belgeler kullanılırdı ve bunun içinde resmi bir surat istiyorlardı. bayanlar için başı açık erkekler için sakalsız. yavaş yavaş onların istediği şekle giriyorum, sakallarımı kestim, fotoğrafımı çektirdim. on yıllar önce kurmadıkları ''komünist'' tren yollarından, tramvaylardan onun kopyası, adisi, onun yavşağı çirkin metrobüsle geçtim, demiryolu yerine asfalta da bir o kadar para ödedim. yavaş yavaş onların istediği şekle giriyorum..


0 Response to "yavaş yavaş"

Yorum Gönder