canım kardeşim

bu sabah dünden kalma bir şekilde arkadaşımdan eve yollanırken üst sokaktaki ilkokulun önünde gözüm tenefüste oyun oynayan çocuklara takıldı. 2010da okul bahçesinde ne oynanıyor don-ateş veya kutu kola maçı tedavülden kalktı mı merak ettim. don-ateş yoktu ama kutu kola kutusundan bir maç vardı. ''city of god'' kaosu ile oynuyordu minikler. tam o sırada bir küçük çocuk ''bende oynayabilr miyim'' diye sordu bir başkasına. ah be işte don ateş gider kutu kola gider ama ''bende oynayabilir miyim'' kibarlığı gitmez. tam bir anne öğretisi bu kalıp, ''ebilir miyim'' inceliğinden dolayı. ama çocuğu reddettiler. arkasını dönüp bir başka gruba yanaştı sordu. onlar da reddettiler. kafamın daha tam yerine gelememesinden mi, sezonun ilk yaz güneşinin üstüme vurmasından mı ben içerledim onu oyuna almamalarına. gücendim resmen, ah zalim dünya! aklıma 1973 yapımı ''canım kardeşim'' filmi geldi. oyuna almadıkları çocuk da bir anda küçük kahraman oluvermişti. o an içimden ''gel abicim ben sana karşıdaki bakkal amcadan çukulatalar, toplar alayım. ordan da gel bize biraz pleysiteyşın oyna bisikletime bin. ama terleyince fanilanı değiştirirm'' demek geldi. hem gitsin desin benim abim var sizi dövdürürm desin beni kastederek.

bu yetmez gibi yine bizim mahallenin 2 bisikletli çocuğu yanında koşan, onlardan 2-3 yaş küçük kopili gördüm aynı gün. diğerleri umursamadan yokuş aşağı olsun hızla gidiyorlar o küçük bisikletsizlikten midir onlardan geri kalmamak için koşuşturuyor. ona da bir bisiklet alcam, mahalleye adaleti getirecem artık. geceleri rahat uyumak istiyorum.


0 Response to "canım kardeşim"

Yorum Gönder