sınav

..bir anda kafasını kaldırıp şöyle bir sınıfa baktı. herkes sınav kağıtlarının üstüne kapanmış harıl harıl yazıyordu. o ise sorular eline geçtiği anda hemen toparlanamaz, bir saniye kadar orda hangi amaçla bulunduğunun farkına varamazdı. ardından sorulara göz atar birini okurken gözü alttaki soruda sanki süre daha en baştan yetmeyecekmiş gibi aceleci bildiği şeyleri çıkarmaya çalışırdı. bu göz atıştan sonra sınavdan alacağı notu tahmin eder, eğer iyi bir notsa hemen yazmaya başlar, kötü ise de içinden kendine kızardı. bu an da kötü alacağını anladığı anlardan biriydi ve etrafta yazı yazanlara seyrediyordu. hızlı hızlı, bir sürü şey bilenlere sinirlenir, bu sinirini kendi içinde eğitim sistemine ordan da her türlü sisteme ulaşıncaya kadar düşünür, her şeye bok atar, eline bir atom bombası verseler bir saniye içinde hiç düşünmeden de o sınıfa atardı. fakat her seferinde bu öfke ne kadar hızlı geldiyse o kadar hızlı giderdi. ardından boşvermişlik, rahatlık çökerdi üstüne. kağıda yazabilecekleri beş altı dakikasını almış bundan sonra önünde iki seçenek kalmıştı. ya hemen çıkarak içinde bulunduğu bu kötü ana bir son verecek ya da sınav bitimine kadar etrafta dönene fısıldaşmalardan, gelen giden kopyalardan nasiplenmeye çalıcaşacak, ucundan bir söz, arkadakinden bir terim, öndeki çapraz kağıttan bir tarih yakalayıp yazacak, ekstradan 3puanları 5, 5leri 10, 10ları 20 yapmaya çalışacaktı. fakat bu konuda her zaman sıkıntı olurdu. en başta bu işe girişeceği için hemen sıcak basar, terlemeye başlardı. zaten kapı ve camlar kapalıydı. o an hemen cam kenarında oturanlara öfkeyle baktı. bu sıcakta, bu havasızlıkta camı kapayan hayvandı, öküzdü. kalkıp sınavın ortasında kafalarını cama vursa nasıl da rahatlıcaktı, sonra da kağıdını atıp kapıları çarpıp sınavdan çıkacak, tüm gerginliği gidecek rahatlıcaktı. ama bunları yapacak birisi değildi. bu çıkıştan sonra yine normale döndü. belkide üşüyordu onlar, herşey kendine göre mi ayarlanmalıydı? ama o an kopya çekenleri görünce tepesi attı. onlarda bişey bilmiyorlardı işte, sırf daha rahatlar daha pişkinler diye kopya çekebilyorlardı. o bunu denese hemen yakalanır, bişeyde diyemezdi. diğerleri yakalanmazlardı ya öyle bir durum olsa bile gözetmenlerin ağızlarından girer burunlarından çıkar kağıdı kaptırmazlardı. kendi boş kağıdının etrafında dönen bu kopya trafiğini gözetmenlerden başka herkes görüyordu. onlarda mal gibi bakıyorlar, bi boka yaramıyorlar diye sinirlendi bi anda bu sefer tüm sinirini, tüm öfkesini gözetmenlere kustu. kalkıp tokat atmak istiyodu o bonbon suratlara. kendisi kopyaya yeltenince cin olan bu insanlar şimdi hiç birşeyin farkında değillerdi. sonra bu öfkesi de geçti çünkü önündeki çocuk yan tarafta paralelinde oturan birine sorunun cevabını fısıldarken aradan bir şeyler çıkarmıştı kendine. hemen yazdı boş kağıdının dolu olmasını isteyerek. hemde kocaman yazdı dolu gözüksün diye. bu kadarda küçük oyunlar peşinde koştuğu için utanıyordu. artık sınav bitimine yaklaşılmıştı, çıkışta ''nasıl geçti'' ler ve diğerlerinin iyi sınav neticelerinin etrafta yankılanmasını kaldıramazdı. bunu düşündüğü an kalktı, kendine defalarca söylediği o ezik teselli cümlesini söyledi yine, ''bütünlemelrde çok çalışırım olur, hiç olmadı seneye kesin''.


0 Response to "sınav"

Yorum Gönder